28 Kasım 2011 Pazartesi

EMPATİ GERÇEKTEN BÖYLE BİR ŞEY Mİ?


Adam Fawer’ın Empati adlı kitabı öyle maceradan maceraya sürüklemese de, o anlamda bir empatlık söz konusu olabilir mi diye uzun sure düşündüm. Kitabı okumayanlar için şöyle bir açıklama yapabilirim. Kitaptaki karakterler; başkalarının duygularını istemsizce hissedip, kendi istedikleri duyguları karşılarındakilerin de hissetmelerini sağlayabiliyorlardı. Bu durum kitaptaki gibi fantastik bir şekilde olabilir mi? Bunun olması mümkün mü?Gerçekten söylemek zor. İstemsizce çevresindeki insanların duygularını fazlasıyla kendine çeken ve bu duyguları hissetmekten kendilerini alamayan insanlar kesinlikle acı çeker bunu söylemek kolay.




Bu olay her ne kadar fantastik görünse de hergün bunları minik voltajlarla sürekli yaşadığımızın farkında mıyız acaba? Yakınımızdaki insanlar üzüldüğünde gülüp eğlenemiyoruz. Bu sadece saygıdan değil. İçimizden gelmemesi tamamen empati kökenli. Eğer ki grupta üzgün kişi sayısı az ve eğlenen kişi sayısı fazla ise, sizin çoğunluğa ayak uydurmanız topluluktan kopmamak için değil, çoğunluğun duyguları daha güçlü bir şekilde yönlendirebildiğindendir. Üzerine şakalar yaptığımız, grup psikolojisi diyerek geçtiğimiz şeyin de temelinde bu var işte. Grup psikoloji anlatılırken her zaman sinemada film izleyen insanların örneği verildiği için ben de bu örnek üzerinden gidicem.

Bir sinemada film izleyen 10 kişiden 9’u filmi beğenmişse, diğer kişi beğenmese bile beğendim der. Bunun, o 1 kişinin karakteri ile ilgili zayıflık olduğunu düşünebilirsiniz. Belki de öyledir ama bence 9 kişi o filmi gerçekten beğenmişse diğer kişi de etrafındakilerin duygularını istemeden paylaşır ve kendince filmi beğenmek için pozitif varsayımlar ortaya çıkarır. Filmin olumlu yönlerini görmeye çalışarak kendisine filmi beğendirir. Bu yüzden eve gittiğinde ve tek başına kaldığında “evet ya güzel filmdi” diye telkinde bulunmaya devam eder. Bu noktada bunun topluma ayak uydurmak için söylenmiş bir yalan olmadığı ortaya çıkar.

Empati, temel anlamıyla duygu paylaşımı. Hergün sürekli yaşıyoruz. Karşımızdaki sinirlendiğinde sinirleniyor, üzüldüğünde üzülüyoruz. Hatta yakınımızdaki insanlar hastalandığında hastalanıyoruz. Bu sadece insanlar için değil yakın olduğumuz hayvanlarda bile geçerli. Hasta olduğunuzda bunu gerçekten hissediyorlar. Üzüldüğünüzde üzülüyorlar. Bunun temel bağı sevgidir. Sevgi sadece duygusal değil , aynı zamanda kimyasal bir bağdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder