15 Kasım 2011 Salı

MÜZİK NEREYE?

Türkiye’yi geçtim dünyada nereye gidiyor bu müzik piyasasının durumu? Herkes mi müzisyen ben anlamadım ki. Bazen keşke 90 lardaki müzik piyasası şimdi de olsa diyorum. Koşturunca bişeyler oluyodu en azından. İnsanlar barlara müzik dinlemeye giderdi. Bir rock grubu barda sahne aldığı zaman birsürü seyircisi olurdu. Şimdi yüzlercesi var ama insanlar club a gidiyorlar. Onlar da haklı tabi clubta karı kaldırmak rock barda kaldırmaktan daha kolay. Şurası açık ki istediğin kadar iyi müzik yap ya da şarkı söyle sadece 3 - 5 kişi biliyor olacak seni. Para kısmını çoktan geçtim de , daha fazla kişiye hitap edecek fırsatlar internetin çıkmasıyla sanılanın aksine azaldı. Nerde çokluk orda b*kluk yapıcak bişey yok…

Piyasa’nın bu hale gelmesinden kaçar zaten yoktu , bunu hepimiz biliyorduk. Tabiki bedavası varken kimse para vermek istemiyor. Albüm satışlarını geçersek yıllardır ölmemesi gereken sektör sekteye uğradı. Canlı müzik. 2000’li yılların başında her fırsatta koşa koşa gittiğimiz barlar artık bomboş. 40 yılda bir babayiğitin biri güzel bir grup ya da müzisyen getirse de Biletix ‘e dünyanın komisyonunu ödeyip , gidip konser izlesek diye düşünüyoruz. Özellikle İstanbul gibi bir yerde canlı müzikten mahrum kalmak canımı sıkıyor.

Misal geçenlerde bir hafta içi Jazz Stop’ın yeni açtığı mekana gittim. Jazz Stop eskiden beri iyidir. İyi müzisyenler çalar , müzik dinlemeyi bilenler takılır. Yeni mekan Asmalı Mescit’te. Malumunuz Beyoğlu Belediye’sinin yoğun çalışmasıyla Asmalı Mescit rahatça yürünür (!) hale geldi ama maalesef eski eğlenceli ve keyifli halinden çok çok uzak. Mekan yeni açıldığı için içeride bir ruhsuzluk hakim şuaralar. Sound yine güzel ama asıl geleceğim nokta şudur ki yıllarca hiçbir akşamı boş olmayan bir mekanda canlı müzik varken bomboştu. İnsanların dj müziğine rağbet etmelerini anlamaya çalışıyorum ama herşeyin canlısı daha güzeldir bence. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder